26 Mart 2013 Salı

Hastası olunan sözler - 2


Birgül Oğuz'un ikinci kitabı 'Hah'ın Tuz Ruhun öyküsünden.

“Çünkü onlar ‘annelerini erken, babalarını ölümlerine yakın seviyor’. Onlar en çok bunu biliyor. Babalarsa sevilmeye gelmiyor. Babalar bir kere sevildi mi hemen kısalıp ölüyor. Buna önce yas, sonra yasa deniyor. Böyle oluyor: Çocuk tüfeği eline alıyor. Namlunun ucunda: okunaksız bir baba. Sonra korkunç şeyler oluyor. Kırık cıncık ve leke. Saçma ve kül. Ve bir de bakmışsın, baba gökte soluk bir amblem. Tedavülden kalkmış delik para.”

25 Mart 2013 Pazartesi

Hastası olunan sözler - 1




İdama giden bir adamın oğluna vasiyeti. İtalya'dan yaşanılası bir dünya ümidi ile Amerika'ya göç etmiş, grevlere, yürüyüşlere en önde katılan anarşist bir işçi. 1921 yılında yapılan bir soygunu italyan görünümlü kişilerin gerçekleştirdiği gerekçesiyle Bart Vanzetti ile gözaltına alınır. Kanıtlar olmadan, suçlu bulunmadan 1927 yılında idam edilirler. İdamın ardından altı kıta da adları yükselir. "Oyun oynarken hissettiğin mutluluğu sadece kendine saklama onu paylaş" diyen Nicola Sacco ile Bart Vanzetti öldürülür.

24 Mart 2013 Pazar

Fotoğraf / Cemal Süreya


FOTOĞRAF

Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk
Adamın elleri ceplerinde
Kadın çocuğun elini tutmuş
Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü
Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel
Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel

Cemal Süreya

Mamak'tan dünyaya uzanan bir tramvay

Mamak'tan hayatın yönü Kızılay'a ama daha çok Ulus'a akar.  Bu yüzden ulaşım hep o yöne olur.   Kayaş yönüne gitmek isteyenler için ulaşım zorlanır. Ama bu zorluk zamanla yeni bişey doğurmuş. Samsun asfaltında çatallanan yollarda insanlar otostopla evlerine ulaşmaya başlamış. Zamanla bu durum bir sosyal sorumluluk durumuna ulaşınca herkes rahat etmiş. Otostop deyince öyle öğrenciler gelmesin akıllara bildiğin 50 lili yaşlarına merdiven dayamış amcalar. Arabaya binildiğinde  konuşmaya başlama cümlesi nerelisin? olur. Geçen gün ilk defa bu cümleyle karşılaşmadım, -nerelesin demedi. -şuraya kadar gidiyorum deyince -bende  dedi sadece. Kısa süren yolculuğumuz boyunca başka konuşmadık. Artık çocuk değildik ve konuşmadan da anlaşabiliyorduk. 

O günden beri yanyanayken susabildiğimiz insanları bu yüzden mi daha çok seviyoruz diye düşünüyorum.

23 Mart 2013 Cumartesi

Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar

"Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar
Asfaltlar ışıldar, buz tutardı resmi yalanlar"


      
        Bana hep öğrenci kafasıyla yazılmış gibi gelir. Kolej'den, Kurtuluş'tan bakınca kara,  romantik olsa gerek. Oysa Ankara deyince her şeyden önce  aklıma varoşları gelir. Mamak olur mesela yada Altındağ fark etmez buralardan Ankara'ya 'bakmak'. Mamak'a kar yağdığında asfaltlar pek ışıldamaz çamur olur daha çok. Böyle dizlerine kadar derler ya öylesine çamurlar. Sonra hareket etmek zorlanır, ulaşım daha fazla zorlaşamayacağı kadar zorlaşır. Daha çok kömür yakılır mesela. Şirin mi şirin evlere uzanan yollar bile kapanır belki. 

17 Mart 2013 Pazar

Burası Ankara



16 Mart 2013 Gençlerbirliği-Karabük maçına gitmeden önce sizi yenerler boşuna gitmeyin dediler. Yenilsek ne fark ederdi ki , biz zaten gençleri şampiyon olsun diye sevmemiştik.